Uzmanlar, 24. Mare Forum Ship Finance’te sektörü tartıştı
Europort 2025 ile birlikte düzenlenen 24. Mare Forum Ship Finance, jeopolitik, dekarbonizasyon ve finansmanın küresel sevkiyatın geleceğini nasıl yeniden şekillendirdiğine dair dinamik bir tartışma için gemi sahipleri, yatırımcılar, bankalar, düzenleyiciler ve sektör uzmanlarını bir araya getirdi.
Europort 2025 ile birlikte düzenlenen 24. Mare Forum Ship Finance, gemi sahipleri, yatırımcılar, bankalar, düzenleyiciler ve sektör uzmanlarını bir araya getirerek jeopolitik, karbonsuzlaşma ve finansın küresel denizciliğin geleceğini nasıl yeniden şekillendirdiğine dair dinamik bir tartışma ortamı yarattı. Avrupa'nın denizcilik başkentinin kalbinde düzenlenen bu yılki forum, sektör için çok önemli bir zamanda gerçekleşti. Finans kurumları giderek daha temkinli hale gelirken ve gemi sahipleri maliyetli karbonsuzlaştırma ve uyum kararlarıyla karşı karşıya kalırken, forum küresel güçlerin denizcilik yatırımlarının risklerini ve getirilerini nasıl yeniden şekillendirdiğine dair samimi bir değerlendirme sundu.
“Önce Jeopolitik! - Oyun Değişti” başlıklı açılış tartışması, iki günlük etkinliğin atmosferini belirledi. Panelistler, yeni küresel düzeni eleştirel bir bakışla inceleyerek, değişen ittifaklar ve bölgesel çatışmaların ticaret rotalarını nasıl yeniden çizdiğini ve denizcilik rekabet gücünü nasıl yeniden tanımladığını değerlendirdi.
Konuşmacılar, ekonomik rüzgârlar, düzenleyici yükler ve enerji güvensizliğinin denizcilik gücünü zayıflatması nedeniyle Avrupa'nın Asya ve Amerika'daki rakiplerine karşı üstünlüğünü kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıda bulundu. Bir katılımcı, “Deniz taşımacılığının sadece ticaretle ilgili olmadığı, stratejiyle de ilgili olduğu bir parçalanma döneminden geçiyoruz” dedi.
Sürdürülebilirlik ve enerji dönüşümü, 3. Oturumda “Hala Godot'u Beklerken... Saatler Tükenirken” başlığıyla gündeme geldi. Konuşma, uzmanların alternatif yakıtlar, gemide karbon yakalama ve hatta nükleer tahrik konusunda görüşlerini dile getirmeleriyle, düşük karbonlu deniz taşımacılığına doğru yavaş ilerleyişi ortaya koydu.
Yakıt altyapısı ve tedarik zincirleri konusunda belirsizlik devam ederken, konuşmacılar karbonsuzlaşmanın “altın madeni mi yoksa para kuyusu mu” olduğunu sorguladılar. Ortak görüş: ilerleme yadsınamaz, ancak zaman çizelgesi belirsizliğini koruyor ve finans camiası düzenleyici hedeflerle ayak uydurmakta zorlanıyor.
Akıllı yatırım ve insan faktörü
Ardından dikkatler 4. oturumda piyasalara çevrildi ve finansçılar ve analistler akıllı paranın bundan sonra nereye yatırılması gerektiğini tartıştı. Yapay zeka, dijitalleşme ve otomasyonun deniz taşımacılığını hızla dönüştürmesiyle, yatırımcılar öngörülemez bir 10 yılda hangi sektörlerin sürdürülebilir getiri sağlayacağı konusunda netlik arıyor.
Ancak teknoloji, denklemin sadece bir parçasıydı. Europort 2025'in ana temalarından biri olan insan sermayesi de öne çıkan konulardan biriydi. 5. oturumda, “Gemi Sahiplerinin Stratejileri - Yarının Kumarı” başlıklı panelde, panelistler sektörün gelecekteki dayanıklılığını belirleyecek olanın sadece tonaj değil, yetenek olduğunu vurguladılar.
Konuşmacılar, yeni profesyonelleri, özellikle kadınları ve gençleri gemi finansmanı rollerine çekmenin zorluklarını ele aldı. 2024 IMO-WISTA Denizcilik Sektöründe Kadınlar Anketi'nden alıntı yaparak, 2021'den bu yana kadınların temsilinde bir düşüş olduğunu vurguladılar. Bir katılımcı, “En çok ihtiyaç duyduğumuz anda çeşitliliği kaybediyoruz” uyarısında bulunarak, genç profesyoneller arasında güçlendirme, mentorluk ve karar verme özerkliğine yeniden odaklanılması çağrısında bulundu.
Finans ve strateji buluşuyor
Forumun en çok beklenen tartışmalarından biri, “Finans ve Strateji - Gemi Sahiplerinin İstekleri, Sermayenin Sundukları” başlıklı oturumda gerçekleşti. Panel, gemi sahipleri ve finansörlerin bakış açılarını karşılaştırarak, günümüz sermaye piyasalarında risk, düzenleme ve inovasyon arasındaki karmaşık etkileşimi ortaya koydu.
Konuşmacılar, küresel likiditenin güçlü kaldığı konusunda hemfikir olmakla birlikte, Basel düzenlemelerinin banka kredilerini giderek daha döngüsel hale getirdiğini ve büyük, sermayesi güçlü şirketlere yöneldiğini belirtti. Sonuç olarak, leasing ve borç fonlarından özel sermayeye kadar alternatif finansman kaynakları, filo genişletme ve yeşil yatırımlarda giderek daha önemli bir rol oynuyor.
Gemi finansmanında tarihsel olarak düşük kayıp oranlarına rağmen, küçük operatörler giriş engelleriyle karşı karşıya kalmaya devam ediyor ve piyasadaki dalgalanmalar ve döngüsel düşüşler belirsizliği artırıyor. Birçok panelistin yinelediği genel soru şuydu: Deniz taşımacılığında sermaye tahsisi nasıl daha akıllı ve daha adil hale getirilebilir?
Avrupa bayrağı tartışması: Egemenlik ve entegrasyon
Hollanda'nın ev sahipliği yaptığı son oturumda, odak noktası Avrupa'nın denizcilik ve finans merkezi olarak rolüne kaydı ve konferansın en kışkırtıcı sorularından biri ile sona erdi: Avrupa bir gün tek bir “Avrupa bayrağı” altında yelken açmalı mı?
Frontex ve diğer AB düzeyindeki entegrasyonlarla yapılan karşılaştırmalardan esinlenen bu fikir, katılımcılar arasında hararetli bir tartışma başlattı. Bu fikri destekleyenler, birleşik bir Avrupa bayrağının eşit şartlar yaratabileceğini, Avrupa içi rekabeti azaltabileceğini ve Panama, Liberya ve Marshall Adaları gibi uygunluk bayraklarına karşı küresel rekabet gücünü artırabileceğini savundu.
Ancak diğerleri, büyük siyasi ve hukuki engellere dikkat çekti. Bir vergi avukatı, böyle bir değişikliğin Avrupa Konseyi'ndeki vergi kararlarına benzer şekilde tüm AB üye devletlerinin oybirliği ile onaylanmasını gerektireceğini hatırlattı. “Bayrak egemenliği temsil eder. Bunu değiştirmek, gemiyi yöneten yasayı değiştirmek anlamına gelir” dedi.
Eleştirenler ayrıca, ulusal sicil kayıtlarının birleştirilmesinin, çok sayıda ulusal sesin tek ve zayıf bir sesle değiştirilmesi anlamına gelerek, Avrupa'nın IMO'daki etkisini azaltabileceği konusunda uyarıda bulundu. Diğerleri ise, AB bayrağının şiddetli rekabet, bürokrasi ve düzenleyici ataletin hâkim olduğu bir dönemde yeterince hızlı adapte olup olamayacağını sorguladı. Bir katılımcı, “En büyük ham petrol tankeri, AB denizcilik politikasından daha kolay yön değiştirir” yorumunu yaptı.
Görüş ayrılıklarına rağmen, birçok kişi tartışmanın kendisinin değerli olduğunu düşündü. Bir moderatörün belirttiği gibi, tartışma, entegrasyon ile kimlik arasında denge kurmak için Avrupa'nın sürdürdüğü mücadelenin bir yansımasıydı ve bu tema denizcilik dünyasının çok ötesinde yankı buldu.
7DENİZ

